Ana içeriğe atla

Hasta

Uzun sarı saçlarıyla beyazlar içindeki bir tanrıça, narin kanatlarını açmış ve içten bir nezaketle dolu onun bakışları. Kalbi ısıtan gülümsemesiyle ellerini uzatmış ona doğru bakıyor...

İşte o beyaz tavanın üzerinde son kez bunun hayalini kurdu yaşlı adam.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Show (Öylesine pt1)

...Bu malı ben de tanımıyorum.  Yok say bunu ... Evet, uykusuzluk ve yorgunluk gerçekten de kafayı kıyak yapıyor. Yorgun dedim, değil mi? Peki, ne yaptım da yoruldum? Hmm... Hiçbir şey?.. -TEBRİKLER! ÖDÜLLÜ SORUYU DOĞRU CEVAPLAYARAK YARIŞMAMIZIN BÜYÜK ÖDÜLÜ OLAN KOCA BİR HİÇ KAZANDINIZ! alkış sesleri ... Clap clap clap clap clap. .. Sunucu yarışmayı sunmaya devam eder: -Evet, sayın yarışmacımız büyük ödülü kazandınız; bu ödülle neler yapmayı planlıyorsunuz? Acaba kazandığınız ödül hakkında söylemek istediğiniz herhangi bir şey var mı? Yarışmacı sakin ve durağan bir şekilde yanıt verir; gözlerinde bıkkıntı, yüzünde genel olarak hafif bir tebessümle karışık bir ifade vardır. Yarışmacının hal ve hareketleri dışarıdan görenlere göre ayakta tutulmaya zorlatılmış, kol ve bacaklarından bir iple oynatılıyormuşçasına gözüken ruhsuz bir kukla gibidir. Yarışmacı stüdyodaki seyircilere, anlık olarak canlı yayın yapmakta olan kameralara doğru döner ve şöyle der: -Hiçlik nedir ki? Ya da hiç nedi...

Kötü Senaryo

Bir gün Bob adında birisi vardı. Her sabah erkenden kalkıp işine gider, mesai bitiminde de evine geri dönerdi. Onun hayatını özetleyecek olsaydık, sıkıcı bir başarısızlık öyküsü diyebilirdik. Daha küçük yaştan mükemmel olması gerektiğine inandırılmış ve bu inancı yüzünden yaptığı hiçbir şeyden gururlanamayan, tatmin olamayan, keşkelerinde boğulan birisi oluvermişti. Yine günlerden bir gün, Bob sıkıcı bir güne daha gözlerini açtı. Evet, her zamanki gibi, yine işine geç kalmıştı. Güne telaşlı başlamış olan Bob, toplu taşımadayken düşünmeye başladı: Neden her sabah erken kalkmak zorundaydı ki? Bir gün de işe gitmese ne kaybederdi? Bob içindeki tembeli anında susturdu: “Sus.” dedi ona... Sus! Bizim gibiler için yaşamanın başka bir yolu yok. Bob ofise vardığında hiç kimseye geç kalmış olduğunu farkettirmemeye çalışarak masasına doğru yürüdü. Ancak masasının yanına yaklaştığında çabalarının boşuna olduğunu anladı. Patronu öfkeli bir surat ifadesiyle onu beklemekteydi. Patronu Bob’u far...